Öncelikle bize kendinizden bahseden misiniz?
Ankara doğumluyum. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı mezunuyum. Ses eğitimi bölümü, yaklaşık 2 yıl müzik öğretmenliği yaptım ama 15 yıldır sunuculuk yapıyorum. 2000 yılında başladım, lise yıllarında 2000’den bu yana hep çeşitli radyolarda televizyonlarda çalıştım. Yaklaşık 7 yıldır da diksiyon spikerlik eğitimi veriyorum.
Sizi Musikiye Yönlendiren Neydi?
Bizim ailede halk müziği sevilirdi, dinlenirdi, bizim evde kasetler vardı. Ben hiç dinlememiştim bir gün merak ettim dinledikten sonra hoşuma gitmeye başladı sonra eğitim almaya başladım ve türkü hikayelerine merak sardım. Halk müziği yayını yapan bir radyo vardı onu çok dinlerdim. Bu işin resim gibi müzik gibi yetenekle alakalı olduğuna çok inanıyorum.
Musikiyle spikerlik sunuculuk diksiyon arasında sizce nasıl bir bağ var?
Diksiyonun düzeltilmesi ya da iyi bir diksiyona sahip olmak çalışmakta önemli ama bunda yeteneğindeki çok daha önemli olduğunu düşünüyorum çünkü iyidir müzik kucağına sahip olmanız gerekiyor. Dolayısıyla müzikle spikerliği bu anlamda bağdaştırıyorum. Sesleri ayırt edebiliyorsunuz çünkü doğru sesi duyabiliyorsunuz bu anlamda bağlantılı olduğunu düşünüyorum.
Pek çok spikerlik kursu açıldı. Bu anlamda eğitimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kişi ne iş yapıyorsa yapsın mutlaka öncesinde eğitimini almasından yanayım. Her zaman eğitim şart ve mutlaka siz ne kadar yetenekli olursanız olun eğitimin artısı elbette vardır.
İnternet yayıncılığı gelecekte nereye götürür?
Artık bundan sonra televizyon diye bi şeyin olmayacağını düşünüyorum. İnternet ortamında çünkü hem sansür yok hem artık insanlar telefonundada internet kullanıyorlar. Gittikleri her yerde internete çok rahat ulaşabildikleri ve çok rahat paylaşımlar yapabildikleri için daha fazla kitleye ulaşılabiliyor. İnternet yayıncılığının televizyonun önüne geçebileceğini düşünüyorum.
Hem müzik eğitimizi hem de televizyonu birleştiren bir proje düşündünüz mü?
Aslında düşünüyorum ama bunun için İstanbul’un daha avantajlı bir şehir olduğunu düşünüyorum ama nedense İstanbul beni korkutuyor. O büyüklüğü, o kalabalıklığı işte hep hakkında söylenenler orda çevremin olmayışı beni korkutuyor.
İleriye dönük planlarınınız nedir?
Bir kuruma bağlı olmayı daha çok tercih ederim özellikle TRT olsa çok isterim. Ankara’da yaşadığım için devlet güvencesi olduğu için. TRT ile ilgili planlarım var. Ankara’da bulunduğum süre içinde televizyonla ilgili düşüncelerim TRT yönünde.
İş dışında neler yaparsınız?
İş dışında genelde bi yoğunluk var ama onun dışında özel dersler var. Müzikten biraz daha uzaklaştığımı düşünüyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi düşünüyorum.
Kırmızı Türk hakkında neler söylersiniz?
İlk gördüğümde ilk takip ettiğimde bana ilginç geldi.
Röportaj: Cengizhan KAYA