Tuğba YÖNTER Web Sitesi Yayın Hayatına Başladı
20 Ekim 2017

Türkçe Yazıldığı Gibi Okunan Bir Dil Değildir!

Öğrencilik hayatımız boyunca Türkçe’nin yazıldığı gibi okunan bir dil olduğuna ikna edildik. Oysa dil, akıcılık ve ahenk gerektirir. Dolayısıyla da fonetik açıdan Türkçe hiç de yazıldığı gibi okunan bir dil değildir (Değildir yazarız diildir şeklinde okuruz.).

Türkçe’nin doğru ve güzel kullanımından bahsedildiğinde İstanbul Ağzı akla gelir. Çünkü İstanbul Ağzı bölgesel söyleyişlerden hiçbir şekilde etkilenmemiş, tertemiz, anlaşılır ve akıcıdır.

Konuşmayı güzelleştirmek ve akıcı hale getirmek için, her dilde olduğu gibi Türkçe’de de standart konuşma dili kuralları vardır. Yazı dili farklı konuşma dili farklıdır.

Türkçe’nin yazıldığı gibi okunmuyor olmasına birkaç örnek vermek gerekirse:

Kaynaşma ünsüzlerinden <y>, eylem köklü bir sözcükte bulunuyorsa konuşma dilinde kendisinden önceki ünlü daralır.

arayan – arıyan,

gelmeyen – gelmiyen,

olmayan – olmıyan,

görmeyen – görmiyen gibi.

Gelecek zaman eki [AcAk], konuşma dilinde c’den önceki ünlünün daraltımıyla sesletilir.

yapacak – yapıcak,

gelecek – gelicek,

olacak – olucak,

dönecek – dönücek,

duracak – durucak,

gülecek – gülücek gibi.

Kaynaşma ünsüzü <y> ile gelecek zaman eki [AcAk] birlikte kullanıldığında, konuşma dilinde <y>’den önceki ünlü daralır, y ile c arasındaki ünlü düşer.

arayacak-arıycak

görmeyecek-görmiycek

olmayacak – olmıycak

almayacak – almıycak

durmayacak – durmıycak gibi.

Türkçe’nin yazıldığı gibi okunmadığına dair verilen bu örnekler ve kurallar bahsedilenlerden sadece birkaçına aittir.